Grafik Tasarım, Logo Tasarımları

Bütün Logoların Hikayesi Var Mıdır?

Logolar, markanızı görsel şekilde anlatmanın sıkıştırılmış yoludur. Çoğu zaman bilinçsiz şekilde ortaya atıldıkları bu dönemde markanın ilk anımsatıcısı logosudur. Aynı zamanda bir kalite ölçeğidir. Lakin, her yeni doğan logonun bir hikayesi var mıdır?

Bana sorarsanız başlangıçta hayır. Son dönemde zanaat ürünü olan logoların çoğu başka pek bir şey anlatmıyor, estetik oluşuyla öne çıkıyor. Sonrasında ise içi dolduruluyor. Büyük markaların logolarının başlangıçta içi doldurulabilir nesnelerle dolu olduğunu düşünüyorum açıkçası. Örnek olarak Nike ve Adidas’ı verebilirim. Elbette birer anlamları vardı ama hikayeleri olan tasarımlar değillerdi. Anlam ve hikayeler farklı algılardır. Anlam, bir sözcüğün karşılığı olarak bulunan öbek iken hikaye, o kelimenin öbeğini de kapsayan duygular ve üstüne atıf edilen olaylar örgüsüdür. Bunu örnekleyecek olursak, Adidas’ın logosunun anlamının dağ olduğunu biliyoruz. Hikayesi ise sonrasında Adidas büyüdükçe gelişen olaylar ile betimleniyor. Bu örnekteki gibi bir şeyleri belirtirken, bu belirtiş biraz boş bulunabilmeli. Çünkü zamanla artan ilgi ve ilerleyiş logoyu doldurabilme potansiyeline sahip.

Lakin son dönemlerde buna çok zamanınız olmayabilir, bu yüzden hikayesi hazır bir logo oluşturmak hem tasarımcı hem de şirket için motive unsuru olabilir. Kontrastın ve çizgilerin anlamı, şekillerin uyumu bir hikaye anlatabilir, bu dönemde anlatmalıdır da. Logoların hikayesi, bu dönemde doldurulmalıdır ama hala küçük bir boşluk, zamanla gelişecek bir algı bulunabilir.

Peki logolar nasıl hikaye anlatır?

Öncelikle elimizdeki hikayenin görselleştirilebilir harmanlanabilen parçaları ayıklanır. Farazi bir firmayı ele alalım. Yaptıkları iş ve adlarını birleştirmek iyi bir başlangıç olabilir. Özel bir hikayesi varsa üzerine düşülebilir. Sizin kafanızda bir hikaye varsa, o da üzerine düşülmeyi hak edebilir. Eğer ki firmanın adı eski bir ögeye dayanıyorsa, üzerinden gitmek size ilham verebilir. Benzer ögelere bakarak ilham çabası içine de girebilirsiniz ama burada fikri uygularken aşağıda bahsedeceğim özgünlüğe de dikkat etmeyi unutmamalısınız.

İkinci olarak özgün bir tasarım çıkarmalısınız. Özgünlük, genellikle hayal gücünüzü zorlayınca ortaya çıkar, bazen ilham küçük noktalardan doğabilir, yukarıda bahsettiğim gibi. Burada bir yandan da söylenebilecek çok bir şey de yok açıkcası, özgünlük karakteristik bir algıdır.

Son olarak renkler. Renklerin psikolojisi ve anlamlarını bilmeniz burada çok işinize yarayabilir. Nerede hangi rengin kullanılacağına daha kolay karar vermenize, daha büyük bir uyum akabinde de büyük bir ilgi yakalamanızı sağlar. Firmamız yemek firması olsaydı, sıcak renkler kullanmak tercihimiz olabilirdi ama organik bir hizmet sunuyorlarsa yeşili tercih etmemiz daha olası olurdu.

Bütün bunların sonunda istediğiniz logoya ulaşabileceğinize inanıyorum. Umarım bundan sonra daha çok doldurulabilir veya hikayesi olan logolar ile karşılaşırız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.